içeriğe geç

Besim Tibuk & Cem Toker: Özgürlük, Demokrasi ve Türkiye’nin Geleceği 2025

Elbette, Besim Tibuk ve Cem Toker arasındaki video sohbetinin daha detaylı, Türkçe ve kolay okunur bir özetini aşağıda bulabilirsiniz:

Genel Değerlendirme: Besim Tibuk, başta ABD Başkanı Trump olmak üzere dünya siyaseti, Türkiye'deki demokrasi ve adalet sistemi hakkında oldukça eleştirel, yer yer sert ve karamsar görüşler dile getiriyor. Cem Toker ise daha çok Tibuk'u konuşturarak ve ara sıra bağlam ekleyerek yönlendirici bir rol üstleniyor.


1. Trump'ın Dünyaya ve ABD İmajına Etkileri

  • Trump Dünyayı Sarsıyor: Tibuk, Trump'ın küresel dengeleri alt üst ettiğini, Avrupa'yı, Çin'i ve Rusya'yı siyasi, askeri ve ekonomik olarak etkilediğini kabul ediyor ("Oynatıyor Trump").
  • Trump'ın Karakterine Olumsuz Bakış: Tibuk, Trump'ın geçmişini ("Art of the Deal" kitabı, iflasları) hatırlatarak onu "terbiyesiz", "karaktersiz", "küstah" ve "geri zekalı", "hödük" gibi sıfatlarla tanımlıyor. İkinci döneminin beklenenden çok daha kötü olduğunu düşünüyor.
  • ABD İmajının Zedelenmesi: Tibuk, Trump'ın, Amerika'nın 200 yıllık demokrasi ve özgürlük savunucusu imajını yerle bir ettiğini savunuyor. Özellikle Batı'nın Gazze'deki olaylara sessiz kalmasını ve İsrail'i desteklemesini "kepazelik" olarak nitelendiriyor.
  • Zayıflıktan Faydalanma: Trump'ın yükselişinde Demokratların zayıf aday çıkarması ve yetersiz argümanlarının ("Demokratların başarısızlığı") yanı sıra milliyetçilik ("Amerika'yı yeniden büyüteceğim") kartını oynamasının da etkili olduğunu belirtiyor.

2. ABD İç Politikası ve Toplumsal Meseleler

  • Kurumlara Saldırı: Trump'ın Pentagon, Dışişleri gibi ABD kurumlarını hırpaladığını belirtirken, ilk dönemindeki bazı regülasyonları kaldırmasını ve bürokrasiyi tıraşlamasını olumlu bulduğunu da ekliyor.
  • Denge Mekanizmaları: Anayasa Mahkemesi ve Kongre ara seçimlerinin Trump'ın gücünü dengeleyebilecek unsurlar olduğunu, ancak bunun ne kadar etkili olacağının belirsizliğini vurguluyor.
  • ABD'nin Cazibesinin Azalması: Trump'ın politikalarının turistleri ve yabancı öğrencileri ("Avrupalılar rezervasyon iptal ediyor", "öğrenci vizeleri iptal ediliyor") caydırdığını, bunun Amerika'nın kritik öneme sahip "beyin göçü" avantajına zarar verdiğini düşünüyor.
  • Kültürel Kutuplaşma: Tibuk, Trump'ın, Demokratların özellikle cinsiyet kimliği gibi konulardaki ("üçüncü cins muhabbeti") aşırıya kaçan yaklaşımlarına ve Biden yönetiminin göç politikalarına yönelik muhafazakar tepkiden ("Amerika çok muhafazakar bir toplumdur") faydalandığını belirtiyor.

3. Ticaret Savaşları, Çin ve Serbest Ticaret

  • Trump'ın Gümrük Vergilerine İtiraz: Tibuk, Çin'in otoriter rejiminden ve yayılmacılığından ("Çin bir beladır") hoşlanmamasına rağmen, Trump'ın gümrük vergileri yönteminin yanlış olduğunu savunuyor.
  • Daha İyi Bir Çin Stratejisi: Çin'i zayıflatmak için komşu ülkeleri (Vietnam, Endonezya, Filipinler, Hindistan vb.) ekonomik olarak güçlendirmenin ve Çin'e teknoloji transferini sınırlamanın daha doğru olacağını ifade ediyor.
  • Hong Kong/Tayvan Örneği: Çin'in Hong Kong'daki baskıcı tutumunun ("sahtekarlık", "terbiyesizce hareket"), Çin'in güvenilmezliğini kanıtladığını ve Tayvan'ı birleşme fikrinden tamamen uzaklaştırdığını belirtiyor.
  • Reagan vs. Trump Ticaret Anlayışı: Ronald Reagan'ın serbest ticarete olan bağlılığını (gömülü videoya atıfta bulunarak) öven Tibuk, gümrük vergilerinin eninde sonunda Amerikan tüketicisine ve rekabet gücüne zarar verdiğini savunuyor. ABD'nin ticaret açığının tarihsel olarak dışarıdan gelen sermaye (yatırım) ile dengelendiğini, Trump'ın politikalarının bu avantajı baltaladığını söylüyor.

4. Avrupa, NATO ve Ukrayna Meselesi

  • Avrupa'ya Eleştiri: Tibuk, Avrupa ülkelerini, ABD'den daha büyük bir kolektif ekonomiye sahip olmalarına rağmen kendi savunmalarına yeterince yatırım yapmadıkları için sert bir dille eleştiriyor ("Eşol eşekler", "Siz niye kendi silahınızı üretmiyorsunuz?"). Bu konuda Trump'ın Avrupalıların daha fazla sorumluluk alması gerektiği yönündeki eleştirisine hak veriyor.
  • Ukrayna'nın İhanete Uğraması: Ukrayna'nın nükleer silahlarını ABD, İngiltere ve Rusya'dan aldığı güvenlik garantileri karşılığında nasıl teslim ettiğini, ancak bu garantilerin daha sonra (özellikle Rusya tarafından) ihlal edildiğini anlatarak, bunun Amerika'nın güvenilirliğine büyük zarar verdiğini ("Sattılar Ukrayna'yı") vurguluyor.
  • Trump'ın Zelenski'ye Muamelesi: Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'ye yönelik saygısız, aşağılayıcı ve manipülatif tavrını ("alçaklık", "pislik bir davranış", "it oğlu it") şiddetle kınıyor. Zelenski'nin bu duruma vatanı için katlanmak zorunda kaldığını belirtiyor.

5. Türkiye'de Adalet, Siyaset ve Demokrasinin Durumu

  • Derin Karamsarlık: Tibuk, Türkiye'nin gidişatından duyduğu ciddi endişeyi dile getiriyor, özellikle hukuk devleti ve adalet alanındaki gerilemeye dikkat çekiyor ("Gidişat hoş değil").
  • TÜSİAD Olayı: Hükümeti liyakatsizlik, kayırmacılık, hukuksuzluk gibi konularda eleştiren TÜSİAD yöneticilerine yönelik muameleyi (polis zoruyla götürülmeleri) sorunlu bir gelişme olarak görüyor.
  • Osman Kavala: "Sarı Öküz" Metaforu: Tibuk, bir kişiye yapılan haksızlığa sessiz kalmanın sonunda herkesi tehlikeye atacağını anlatmak için "Sarı Öküz" meselini kullanıyor. Osman Kavala'yı Türkiye'nin "Sarı Öküz"ü olarak tanımlıyor. Kavala'nın uzun süreli ve haksız tutukluluğunu Türk hukuk tarihi için bir "yüz karası" ve Erdoğan'ın mirasında "kara bir leke" olarak nitelendiriyor. Kavala davasındaki hukuki gariplikleri (kaçma şüphesi yokken tutuklama, iddianamesiz uzun tutukluluk, beraat sonrası başka suçtan tekrar tutuklama, aynı suçtan tekrar yargılama yasağının ihlali) detaylandırıyor. İş dünyasının ve kamuoyunun yeterince ses çıkarmadığını eleştiriyor.
  • Hukukun Erozyonu ve Toplumsal Kayıtsızlık: Kamuoyundaki genel tepkisizliği "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" atasözüyle eleştiriyor. Bunun, İstanbul'un tarihsel olarak hukuk merkezi (Justinianus Kanunları) olmasıyla ironik bir tezat oluşturduğunu belirtiyor.
  • Medya Sansürü (RTÜK): Medya üzerindeki baskıyı ve RTÜK'ün siyasi bir sopa olarak kullanılmasını eleştiriyor. Hiçbir siyasi partinin iktidara gelince RTÜK'ü kaldırmayı vadetmediğini, çünkü kendilerinin de kullanmak istediğini söylüyor.

6. Türk Muhalefeti ve Demokrasinin Geleceği

  • İmamoğlu Davasının Ters Etkisi: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'na yönelik hukuki sürecin siyasi amaçlı olduğunu ve hükümetin "ayağına sıktığını", çünkü bunun muhalefeti birleştirdiğini düşünüyor.
  • Türk Seçmenine ve Demokrasiye Şüpheyle Yaklaşım: AKP'nin hala %30 civarında destek almasını "akıl almaz" bulduğunu belirterek, muhalefetin yakaladığı ivmenin kalıcılığına şüpheyle yaklaşıyor. Genel olarak Müslüman ülkelerde, özellikle Türkiye'de liberal demokrasinin yerleşebileceğine inanmadığını ifade ediyor ("Ben Müslüman ülkelerde demokrasinin olacağına inanmıyorum").
  • Yeni Partilerin Rolü: DEVA Partisi'nin (Babacan) AKP'den beklenen kopuşu sağlayamadığını (kısmen "hain" ilan edilmesi nedeniyle), ancak Erbakan'ın oğlunun kurduğu Yeniden Refah Partisi'nin daha başarılı olduğunu ve iktidar partisinin tabanını bölme potansiyeli taşıdığını ("Erbakan'ın oğlu bölebilir") belirtiyor.

7. Tarihsel Çatışma: Bilim vs. Din Adamları Sınıfı

  • Uluğ Bey Örneği: Semerkant'taki bilim merkezi ve astronom Uluğ Bey'in hikayesini anlatıyor. Bilimsel çalışmaların din adamları tarafından kıskanıldığını ("meleklerin bacaklarını seyrediyorlar" dedikodusu), çıkan isyanda Uluğ Bey'in parçalanarak öldürüldüğünü ve bilim adamlarının kaçmak zorunda kaldığını vurguluyor. Bu olayın tarihçiler tarafından yeterince açık anlatılmadığını eleştiriyor.
  • Din Adamları Sınıfına Eleştiri: Tarih boyunca din adamları sınıfının ("ruhban sınıfı") bilimi ve medeniyeti baskıladığını, insanları sömürdüğünü savunuyor (Agora filmi ve İbn Sina örneğini veriyor). Dine karşı olmadığını ancak din adamları sınıfına ("en zararlı, en pislik sınıf") karşı olduğunu, bu sınıfın özellikle İslam'da yeri olmadığını (Kur'an'da imam, müftü, şeyh gibi kavramların olmadığını) belirtiyor.

8. Kişisel Notlar ve Kuzey Kıbrıs

  • Doğum Günü Esprisi: Doğum günü kutlamalarının Laz kültüründe olmadığını şakayla karışık söyleyerek, nüfus kaydındaki yaşının düzeltilme hikayesini anlatıyor (1946 doğumlu olduğunu belirtiyor).
  • Kuzey Kıbrıs'a Övgü: Türkiye'deki durumun aksine Kuzey Kıbrıs'ı hukuk sistemi, bağımsız yargısı, özgür basını, düşük yolsuzluk oranı ve genel yaşam kalitesi açısından bir "cennet" olarak tanımlıyor. Buradaki hukuk sisteminin büyük ölçüde İngiliz mirası olduğunu ifade ediyor ("Bağımsız yargı sayesinde bağımsız basın var", "Polis rüşvet almıyor").

9. Sonuç

Karışık Duygular: Tibuk, Türkiye'nin demokratik geleceği ve liberal fikirlerin yayılması konusunda genel olarak karamsar olsa da ("ümidim yok"), liberal gençlere siyasi sonuçlar ne olursa olsun hayattan keyif almalarını tavsiye ediyor.

Yorumlar

En sonuncu